![]() |
Sanırım bunu artık üretmiyorlar. |
Annem çok makyaj yapan bir kadın değildi, anca özel günlerde bir kalem
bir maskara. Bir de hiç kullanmadığı ve muhtemelen yurt dışından alınma
Bourjois marka allık ve pudra.
İşte o pudranın kokusu, ergenliğimin ilk yıllarında beni benden almaya başladı. Okuldan eve gelir, o pudrayı bir güzel sürünür ve akşam annemle babamın geliş saatine kadar öyle otururdum.
Biraz daha büyüyünce -yani sınıfımızdaki tüm kızlar olarak ergenliğimizin altın çağına gelince- makyajın; insanı olduğundan yaşlı gösteren, yüzünün tüm özelliklerini örten, teninin rengini değiştiren, yani özetle olmadığın bir kişiyi vaat eden bir uğraş olduğunu "öğrendim" (buraya düzeltme gelecek). Böylelikle makyaj benim için artık bitmişti, insan neden başka biri gibi görünmeye çabalasındı ki?
Bu his sanırım 15 sene kadar sürdü. Taa ki zihinsel olarak çok ağır bir işin altına girip, zihnim kaçacak bir yer olarak makyaja sığınana kadar (procrastination tanımı için tıklayınız). MAC'in o renk renk rafları insanın akli melekelerini gasp etmiyor mu zaten? Tarih 2007 Aralık, ben şu koleksiyon ile makyaj bağımlılığıma ilk adımımı attım.
![]() |
Paris MAC imiş |
Sonra işin iyice iyice daldıkça makyajın, yüzün kusurlarını örten fakat bunu yaparken aslında yüzün güzel kısımlarını öne çıkarmayı amaçlayan bir faaliyet olduğunun farkına vardım. O günden beri de yaşasın makyaj <3
Dipnot: Plum de Bois, en sevdiğim MAC koleksiyonlarından Cult of Cherry (Sonbahar 2008) ile çıkan iki allıktan birinin ismi.
Bu da fotosu |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder